Bu gün yorucu bir günün sonunda günün stresinden uzaklaşmak için bir yerlere gitmek arzusuyla bakınırken Osman hocam çıka geldi. Ne yapıyoruz derken “hadi Yunus Emre’ye gidelim. Hem o mübareği bir ziyaret edelim hem de Yunus Emre konusunda yapacağımız çalışmayı konuşalım” demesi üzerine ilk önce Tapduk Emre türbesinde soluklandık. O mübareğin ruhuna üç ihlas bir Fatiha okuyarak Yunus Emre’ye geçtik. Tapduk Emre’den hüzün içinde ayrılmıştık. Aynı hüzün ne yazık ki Yunus Emre’de de bizi bırakmadı.
Yunus Emre’de hava olabildiğince güzeldi. Tam piknik havası vardı. İyi dedim çay düzenlerimiz arabamızda hazır. Hemen bir çay demleyip Yunus Emre üzerine koyu bir sohbete daldık. Çaylarımızı içerken bir otobüs dolusu bayan ziyaretçi geliverdi. Yaşlı bir anamızın “hoş geldiniz sefa getirdiniz” sözü beni o kadar mest etti ki anlatamam. Gelen misafirlerinde hoşuna gitmiş olacak ki yaşlı kadınla bir süre sohbet ettiler. Biz uzaktan konuşmaları duyabiliyorduk. Gelen yabancı Yunus Emre hakkında sorular soruyordu. Burada namaz kılınacak yer olup olmadığını, çay içip içemeyeceklerini soruyordu. Yaşlı kadın ezilip büzülerek belki de okuyamadığına cevap veremediğine yanıyordu. Bizler de bu duruma çok üzüldük. Çay demişken, bizim çayımız vardı ama üç beş kişiye anca yetecek kadar. Gelen kafile yaklaşık kırk kişi kadardı. Onlar türbeye yöneldiklerinde biz onları rahatsız etmemek için adaklık bölümüne gittik. Onlar ziyaretlerini tamamlayıp ayrıldılar. Günde üç beş otobüsün mutlaka buraya geldiğini öğrendik. Burada Sandıklı’yı ve Yunus Emre’yi anlatacak bir görevlinin olmamasına üzüldük. Bizler araştırmacıyız, yazarız diye geçinirken işin bu boyutunu hep atlamışız. Kimse gücenmesin ama bizim kadar kendi tarihine ve kültürüne kayıtsız başka bir toplum yoktur herhalde.
Günlük 150-200 kişinin ziyaret ettiği bir türbemiz var ama orada gelenlerle ilgilenecek, onları Sandıklı’ya özgü ürünlerle gönderecek bir yetkilimiz bile yok. Dikenler boy vermiş, ağaçlar dal budak sarmış. Düşündüm ki burası böyle mi olmalıydı. Her ortamda Yunus Emre bizde diyen bizler acaba Yunus’a layık olabiliyor muyuz?
Çok değil az bir çalışma bile bu durumu düzeltecektir. Türbe çevresinde yapılacak peyjaz çalışmaları hoş bir görünüm sağlayabilecektir. Çiçekler ve güller içersinde tertemiz bir Yunus Emre türbesi çok güzel olmaz mıydı? Çok değil, kısık bir sesle kimseyi rahatsız etmeden musiki eşliğinde Yunus Emre’nin şiirleri dinletilse hoş olmaz mı?
Orada görevlendirilecek yetişmiş bir personel Yunus Emre’yi ve insanlara sevgiyi anlatsa güzel olmaz mı? Yunus Emre ve Sandıklı’nın manevi ve kültürel zenginliğini anlatan broşür ve kitapçıklar dağıtsak ne olur?
Burayı ziyaret edenler Sandıklı’yı hatırlatacak hediyelik eşyaları temin edebilseler iyi olmaz mı?
Çoğu illerde bu tür mekanlarda yapılanlar bu.
Ben bunları yazarken birileri alınır mı alınmaz mı diye çok kafa yordum. Ama inanın ilk alınan da ben oldu. Ben şimdiye kadar çok defalar gönüllü rehberlik ettim. Bunun sıkıntısını iyi bilirim. Bunda alınacak bir şeyin olmadığını da düşünüyorum. Çünkü bu tür mekanların sorumluluğunu bazı kurumlara yüklemek doğru değildir. Onlarında ellerinden geldiği kadar ilgilendiklerine inanıyorum.
Ama bu yeterli mi? Elbette ki hayır. Sandıklı’lıyım diyen her kişinin üsütne düşen bir görev olduğu kanısındayım. Zaman zaman bu tür toplantılara çağrıldığımız oluyor. Maalesef toplantılarda konuşulanlar daha toplantı bitmeden unutuluyor. İş lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyoruz. Yunus Emre’ye külliyeler, medreseler yapıyoruz. Ama iş icraata gelince bir dikeni bile elimizle yolup atmaktan aciziz. Hıristiyan azizlerine gösterdiğimiz hassasiyeti Yunus Emre’ye göstermekten kaçıyoruz. Geliniz iş çıkışlarında ya da hafta sonlarında ailenizle veya dostlarınızla birlikte bu mübarek zatı ziyaret edelim. İkindi çayımızı burada yudumlayarak burasını şenlendirelim. Dediğim gibi Yunus hepimizin ise hepimize de düşen bir görev vardır. Sözlerimi Yunus’un bir dizesiyle bitirmek istiyorum:
“Doru yola gittinse
Er eteğin tutsunsa
Bir hayırda ettin ise
Birine bindir az değil”
ORALARDA TEMİZLİK YAPMIŞSINIZ. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.İNŞALLAH HERKES YARDIMCI OLUR