KIZIK KASABASI TÜRBELERİ
İlçemiz Sandıklı’ya bağlı olup yerleşimi en eski ve en büyük kasabalarımızdandır. Kızık Kasabası, Sandıklı’nın kuzeyinde, yer almakta olup il merkezine 69, ilçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. 2010 yılı nüfus sayımlarına göre 1.095 kişidir. Geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Sandıklı’da 1934 ile 1935 yıllarında yapılan Afyonkarahisar Karakuyu Tren hattının bir kısmı ve Antalya-Afyonkarahisar otoyolunun bir kısmı kasaba sınırları içersinden geçmektedir. Komşuları, Sandıklı ilçesi, Başağaç Kasabası,Karacaören Köyü,Ekinhisar Köyü,Susuz Köyü,Başkuycak Köyü ,Nuh Kasabası ve Çiğiltepe Köyüdür. Ekonomik sebeplerden dolayı dışarıya göç veren kasabalarımızdandır.
Kızık Kasabasının Kısa Tarihçesi[1]:
Sandıklı ilçesinin yerleşimi en eski ve en büyük kasabalarından bir tanesidir. Belediye teşkilatı 1992 yılında kurulmuştur [2]. Orta Mahalle, Kuz Mahallesi ve Güney Mahalle olmak üzer 3 mahallesi bulunmaktadır. Kasabaya ilk yerleşime ait izlerin Hititler dönemine rastladığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkartılmıştır.
Hititlerin M.Ö. 1200 yıllarında yıkılmalarından sonra Frigya devleti kurulmuştur. Bu dönemle birlikte Sandıklı önem kazanmaya başlamıştır. Prof. W. M. RAMSEY, 1890 yılında yazdığı “Anadolu’nun Tarihsel Coğrafyası” isimli kitabında Frigya arazisi içinde yer aldığını söylediği Sandıklı için Pentapolis adını kullanmaktadır(Ramsay: Çev. M. Pektaş: 1960,150-151).
Hitit Dönemime ait aslan figürü
Pentapolis bölgesinde Otrus(Çorhisar), Bruzus(Karasandıklı), Eucarpeia(Emirhisar), Hierapolis(Koçhisar), Stectorion (Menteş) adında beş büyük şehir olduğu, ifade edilmektedir (Sevin, 2001; 207).
Bu devirde Sandıklı’nın 237 köy bulunmaktadır. Daha sonra Friglerin Kimmerler tarafından yıkılması ile yörede Lidyalıların egemenliği kurulmuştur. Bu dönemle ilgili bilgilere ulaşılamamakla birlikte daha sonra Perslerin Anadolu’ya hâkim olduğu yıllarda Sandıklı’nın, kervanlar ile ulaşım yapanların konaklama yeri olarak önem kazandığı bilinmektedir.En önemli konak yerlerinden biriside Kızık Kasabasıdır. Kızık ve civarı M.Ö. 72 yılında Romalıların eline geçmiş ve bu şekilde M.S. 395’e kadar böyle devam etmiştir.
Sandıklı M.S. 395 yılında 1078 yılına kadar Bizans egemenliği altında girmiştir(Gönçer, 1971;200). Bu dönemden sonra Afyon ve Sandıklı çevresine Anadolu Selçukluları ve onların yıkılmasıyla Türk Beylikleri hâkim olmaya başlamıştır. Özellikle Dolatan ve Emir Sanduk Beyler Bizans’ı yenilgiye uğratarak bugünkü Akdağ’ın eteklerine kadar yörede egemen olmuşlardır.Kızık Boyu da bu sırada yerleşmiştir.
Bölgenin Osmanlı İmparatorluğu idaresine geçmesinden sonra, araştırma sahası ile ilgili daha kesin bilgilere ulaşmak mümkün olmaktadır. Sandıklı başlangıçta Karahisar-ı Devle, daha sonra Karahisar Sahib Sancağı’nın kazası oldu. Yöre, 1839 yılında Hüdavendigâr Eyaleti yönetimi içine girmiştir( 1867 yılında Hüdavendigâr Eyaleti, Hüdavendigâr Vilayeti olarak değiştirildi).
Çevredeki Antik Yerleşim Alanları
Polatlı: Kasabanın 3 Km. kuzeyindedir.Han Yakası,[3]Kuru Dere Mezarlığı ve Veliler Deresi ile çevrilir.Kızık Boyu buraya 13.asırda yerleşmiştir. Yemyeşil cennet gibi bir vadidir.Günümüzde bahçe olarak kullanılmaktadır.17.asırda başlayan Celali İsyanları sırasında dağılmıştır.Halkının büyük bir kısım Tazkırı tarafına gitmiştir.18.asırda Tazkırı Polatlı ismi ile anılmaya başlamıştır. Halen bina temelleri. çeşmesi, mezralığı ayakta olan en büyük yerleşim merkezidir
Gülef:Kasabanın 7 Km. kuzey doğusundadır.Mezarlığı,Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir.
Gökpınar: Kasabanın 6 Km. batısındadır. Sarıkeçili konar-göçer Tekeli Yörüklerinden Gök Ali isimli bir Yörük beyi kurmuştur.19.asrın başlarında dağılmıştır.Mezarlığı, Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir
Çungur:Kasabanın 4 Km. batısındadır.Konar göçer Sarıkeçili Yörükleri kurmuştur.19.asrın başlarında dağıldı. Mezarlığı,Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir.Yağmur duasına çıkılır.
Biyanlı:Kasabının 5 km. batısındadır. Mezarlığı,Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir.
Samra:Kasabanın 5 Km. Kuzeyindedir. Mezarlığı,Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir.
Çamlar:Kasabanın 3 Km. doğusundadır. Mezarlığı,Çeşmesi ve su kuyuları günümüze kadar gelmiştir.
SUBAŞI ERENİ (ZİYA DEDE)
Kızık Kasabasında Subaşı denilen mevkide bulunmaktadır. Kızık Şelalesinin 50 mt. Batısında yer almakta olup sade bir mezardır. Mezar yakın dönemde onarım geçirmiştir.Mezar hakkında herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Subaşı Ereni ziyaretgahı genellikle çocuğu olmayanlar tarafından ziyaret edilmektedir.Çocuğu olmayan kadınlar Subaşı Erenine gitmeden önce halk arasında uğurlu olduğuna inanılan “ocaklı kadına” durumu anlatır. Sabah namazından sonra ocaklı kadınla beraber Subaşı Ereni mezarına gidilerek burada bu mübareğin yüzü suyu hürmetine iki rekat namaz kılınır. Yatır aracı kılınarak dua edilir. Yatır ziyareti sonrasında dönüşte rastlanılan ilk kişinin cinsiyetine göre doğacak çocuğun cinsiyetinin de ona göre olacağına inanılır. Kadın birisine rastlanmışsa kız, erkek birisine rastlanmışsa oğlan olacağı inancı hakimdir.
Subaşı Erenine bağlandıktan sonra bazı hamile kadınların rüyasına giren Erenin, “doğacak çocuğa şu ismi koyun” diye rüya halinde seslendiği görüştüğümüz pek çok kaynak tarafından teyit edilmektedir[4]. Görüştüğümüz kaynak kişi yaşadıklarını birebir anlatmak tadır.
“-Anamın altı sene çocuğu olmamış.Ninem ocaklı kadındı. Anamı Subaşı Erenine getirerek iki rekat namaz kılarak dua ederler. Anam rahmetli buraya bağlandıktan sonra çocuğu olmuş. Bu sebeple ninem vefat edinceye kadar burada adağını keser çocuklara yedirirdi. Ninemin vefatından sonra anam rahmetli aynı görevi üstlenerek her yıl vakti geldiğinde burada adak keserdi. Bazen vakti geçince bana,
“-Oğlum bana rüyamda adağını kes dediler.” Diyerek Subaşı Ereninin rüyasına girdiğini söyler ve adağını keserdi. Onun vefatından sonra ise bu aile geleneği devam ettirilmedi…” demektedir.
Kızık Kasabasında Ziya ismi oldukça fazladır.Bu ismin fazla olması ise Subaşı Erenine bağlanmaktadır. Yatıra bağlanan kadınlara rüyalarında “Oğlun olacak adını Ziya koyun” diye seslenildiği yaşayan örnekler gösterilerek anlatılmaktadır. Nitekim sülalesinde Ziya ismi olmadığı halde bile bu tür rüya telkinleri ile erkek çocuklarına Ziya ismi koydukları görülmektedir.
Yöre halkı Subaşı Ereninin Şuhut ilçesine bağlı Mahmut köyü ve Akdağ’da bulunan Ağıleri Dede ile kardeş oldukları konusunda hemfikirdirler[5]. Anlatılanlara göre kurtuluş savaşında ilk topların burada atılmasıyla savaşların başladığı anlatılmaktadır. İlk iki top Koçgazi Dedesinden buraya atılmış ve savaş böylece başlamıştır.
ERENLER YATIRI
Kızık Kasabası güney mahallede bulunmaktadır. Gerçek ismi bilinmemekle beraber yöre halkı tarafından Erenler yatırı olarak bilinmektedir. Etrafı duvarla çevrili olup ağaçlandırılmıştır. Mezarın herhangi bir kitabesi yoktur. Günümüzde burada sadece yağmur dualarına çıkıldığı belirtilmektedir[6]. Mezar başında bulunan sıvazlama topuzu burada da yıllar öncesi sıvazlama uygulmasının yapıldığına işaret etmektedir.
ÇOMAKLI BABA
Çomaklı Baba olarak bilinen ziyaretgah Kızık Kasabasının 4 Km. batısındadır. Burası eski bir yerleşim yeri olup Cungur olarak geçmektedir. Konar göçer Sarıkeçili Yörükleri kurulduğu ve 19.asrın başlarında dağıldığı belirtilmektedir.Çomaklı Dede’nin mezarı eski köyün mezarlığı içersinde yer almaktadır. Yöre halkı tarafından yağmur duasına burada çıkılmaktadır.
KAYNAK: Ali Osman KARAKUŞ,Sandıklı Türbeleri cilt.2 say.290-296 Ankara 2013
[1] Kızık Kasabası hakkında kısa tarihçe bilgileri, Dr.Muharrem Bayar’ın Sandıklı Tarihi isimli kitap çalışmasından faydanılmıştır.
[2] Belediye Başkanları: Barlas Olgun(1992-1999),Nail Topbaş(1999-2004),Barlas Olgun(2004-2009),Ali İhsan Sönmez(2009– )
[3] Han, kasabanın 4 km. kuzey batısındadır. Akdenizi, İç Anadolu’ya bağlayan ana yol buradan geçiyordu . Bu han etrafında pazar kuruluyordu.Bolatlı’nın kuzeyindedir. Temelleri mevcuttur.
[4] K.K.Sandıklı Mrk. Olup aslen Kızık Ksb.Cemal Öz, 65 yaşında, emekli
[5] K.K.Kızık Kasabasından Yusuf Ölçüm,66 yaşında, emekli
[6] K.K.Kızık Kasabasından Tevfik İleri,1947 Doğl.Emekli İmam
Sayın Ali Osman Bey,
Yazılarınızı zaman zaman okuyor ve beğeniyorum. Siz, Sn. Ali Özeski ve Sn. Hüsrevoğlu’nun katkılarıyla memleketimi daha iyi öğrendim. Memleketime olan aidiyet duygumu geliştirdiğiniz için hepinize özellikle teşekkür ederim. Sizlerden tek ricam tüm çalışmalarınızı yazılı hale getirip bu değerlerimizin geniş bir kesime yayılmasıdır, kişisel olarak internet dökümantasyonuna güvenmem.
Allah yolunuzu açık etsin.
Saygılarımla,
İbrahim Zeybek
şahsım adına teşekkür ederim.Sitede yayınlanan yazılarımın çoğunluğu kitap halinde yayınlanmıştır. İlçe Kaymakamlığı ve Sandıklı Belediyesi kültür hizmeti olarak okuyucuların istifadesine sunulmuştur. İlginiz için sağolun.