Sandıklı-Dinar karayolunun 17.km. itibaren batı yönünde 5 km.daha içerdedir. Afyonkarahisar iline 86, Sandıklı ilçesine ise 26 km. mesafededir. 2010 yılı nüfus sayımlarına göre nüfusu 879 kişidir. Orman sahası yakınında bulunması sebebiyle geçim kaynakları sınırlı olup çok az sayıda kuru tarım ve hayvan besiciliği yapılmaktadır. Bunun sonucu olarak köyden dışarıya göç oldukça fazladır. Afyonkarahisar ilinin sınır kasabasından birisidir. Menteş Kasabası, Sandıklı’ya bağlı ,Örenkaya,Sorkun kasabaları,Alamescid Köyü ile Kızılören İlçesi’nin Ekinova Köyü, Çivril İlçesi’nin Düzbel Köyü ve Homa İlçesi ile çevrilidir. Sandıklı ilçesine bağlı bir köy iken Bakanlar kurulu kararı ile 1991 yılında kasabaya çevrilerek belediye teşkilatı kurulmuştur.
Menteş Kasabasının Kısa Tarihçesi: Kasaba sınırları içersinde yer alan, Koca Höyük, Kultuyan, Bucuk Ören mevkilerinde bulunan harabeler bu bölgeye iskanların arkaik devirde başladığını göstermektedir.
Sandıklı ovasında kurulmuş olan Roma-Bizans döneminin meşhur Pentapolis şehirlerinden birisi de günümüz Menteş kasabası sınırları içersinde bulunan Stecterion şehridir.
Antik Stecterion şehri: Sandıklı’daki Pentapolis ismi ile ün yapan 5 antik şehirden birisidir. Şehir Menteşe Kasabası yakınlarındaki Koca Höyük mevkisine Frigyalılar döneminde kurulmuştur. Şehir Roma Döneminde çok gelişmiş, yarı özerk olarak para basmıştır.
Şehrin kurucusu olarak ise Amazonlarla yapılan savaşlara katılan Phrygralı iki prensten biri olan Mygdon‘dur”.Ünlü İgngiliz Tarihcisi W. Ramsay, Mygdon’un mezarı konusunda araştırmalar yapmış olup Eucarpeıa (Emirhisar)’ ın kuzeyindeki tepelerin alçak bir sırtında yer alan üç tümülüsün en büyüğünü Mygdon’un mezarı olduğu kabul etmiştir.
Menteş kasabasının yakınlarında Koca Höyük denilen mevkide kurulan bu şehirden, geriye tiyatrosu ,bina temelleri,su kanalları,steller,kale kalıntıları,kilise kalıntıları ve imparatorlar adına yapılmış anıtların kitabeleri günümüze kadar gelmiştir.
Menteş Baba Türbesinin duvarında Ünlü Roma İmparatoru Nerva onuruna dikilen anıtım kitabesi vardır. Bu yazıtın tarihi ise M.S.90-96 yılları olarak kabul edilmektedir. Daha sonraki yıllarda ise Mnteş köy camisi yenilenirken bulunan iki yazıtta daha Stecterion adına rastlanmıştır. Yine komşu köy olan Alamescid Camisi giriş kapısı önünde bulunan kitabe de Stecterion şehri harabelerinden getirilmiştir. Bu kitabe Roma Döneminde bu şehrin önemini gösterir. Grekçe kitabenin çevirisi: “Efendimiz İmparator Marcus Aurelius Valentiniaus Augustus”
Stecterion şehrinin kurulu olduğu bu mevki o dönemde,Apemia’dan Hieropolis ve Eucarpeia’ya kadar uzanan yol üzerindedir.
Latince kitabenin çevirisi: Stektorion halkı İmparator Nerva’ya saygılarını sunar.
Grekçe kitabenin çevirisi: Efendimiz İmparator Marcus Aurelius Valentiniaus Augustus
Pausanias’a göre Friglerin lideri olan kahraman Mygdon’un mezarı Stecterion şehrindedir. Stecterion şehir bu dönemde sikkeler basmıştır. Bu sikkelerde dikkat çeken en önemli şey ise şimdiki Türk sancaklarındaki gibi ay-yıldızlı alem bulunmasıdır.
STEKTORİON’da üzerine yazılı sikkeler Lucius Verus adına 161-169 da basılmıştır.M.Aurelius ve Philip arasında STEKTORİON’da sikkeler basılmıştır. STEKTORİON’da sikkeler üzerinde görülen yönetici isimleri ise şöyledir; M.Aurelius,Faustina 2,Demos,Helios,Herakles,Saragis,Commodus, Philit
STEKTORİON sikkeleri üzerindeki başlıca tipler ise,Herakles başı,Sarapis, Boule, Hiera Boule, Demos, Helios, Dionysos, Aslepios,Hygeia, Bucranium hilal ve iki yıldız, Zeus, Athena, Kahraman Mygdon, Biga içinde Ares’i sayabiliriz.
Bölgeye Türk İskanı: XII. asırda Büyük Selçuklu Devletinin çöküşü ve Harşemşahların yükselişi döneminde, Anadolu’ya büyük bir Türkmen göçü yapılmıştır. 1220 yılından sonra yıkıcı ve acımasız Moğol istilası Tümenlerin yoğun bir şekilde Azebeycan ve Anadolu’ya göçmesine sebep oldu. Anadolu Selçuklu beyleri akın akın gelen aşiretleri sınırlara yerleştirdi.
Moğollar 1230 yılında Azerbeycan’daki Maraga, Erran, Moğan gibi geniş ve zengin otlakları istila edince, Türkmenler Sivas, Amasya, Bozok yaylalarına göçtüler. Toroslara indiler. Moğollara vergi vermek için, Türkmenlerden ağır vergi toplayan bürokrasiye karşı Vefâiyye Tarikatından Türkmen Şeyhi Baba İlyas 1240’da ayaklandı. Bu korkunç Türkmen ayaklanması Anadolu Tarihine yön veren önemli olaylardandır. İsyan bastırıldıktan sonra Türkmenler batıya göçtü. Osmanlı devrinin önemli simalarından Aşık Paşa ve Muhlis Paşa Baba İlyas’ın soyundandır. 1235 yılında Selçuklular Moğolların üstün egemenliğini tanıdı. 1243 yılında Moğol komutanı Baycu Noyan 1243 Anadolu’yu istila etti. Bu olay Anadolu’daki aşiretleri dağıttı. 1240 yılında Malatya’da oturan Germiyanlılar, 1260’da batıya göçerek Kütahya’ya yerleştiler. Sonra Sandıklı civarına hakim oldular. Sandıklı kalesini yeniden yaptılar. Camilerle ,türbelerinle, hamamlarla,çeşmelerle süslediler.Menteş Baba türbesi de Germiyan oğullarının eseridir.
Ebu el-Fida’nın tespitlerine göre, XII. asırda Antalya’nın kuzey batısında Denizli’nin Dağlarına, Menderes havalisinde 200.000 çadır halkı aşiretin yaşadığını söyler. Eskişehir civarında 100.000 fazla Türkmen akını olmuştur. Aynı yüz yıl içinde yerleşik hayata geçmişlerdir.[1] Aynı devirde Suriye, el-Cezire, İran, Irak ve Azerbeycan’da kesif Türk kitleleri vardır. Bizans Tarihçisi Anna Comneus “Alexia” isimli eserinde Anadolu’da aşiretlerin karınca Sürüsü gibi kalabalık olduklarını belirtir.[2] İbn-i Sait el Mağribi’nin tespitlerine göre Sandıklı, Denizli ve Menderes Havzasında 200.000 çadır, Kastamonu ve Ankara yöresinde 30.000 çadır aşiret olduğunu yazar. Ayrıca Uludağ’dan Tarsus’a kadar uzanan hat üzerinde ve Batı Anadolu Dağlarında kalabalık çadır halkı bulunuyordu.[3] Al-Umarî’ nin tespitine göre 14. asırda Denizli Bölgesinde 200.000 çadır, Kastamonu ucunda 100.000 çadır, Kütahya’da 30.000 çadır aşiret yaşıyordu.[4] Selçukluları çöküşü sırasında Türkmen boylarının akını daha da arttı. Moğolların önünden “sel gibi akan” Türkmen Boyları bilhassa Batı Anadolu’ya Bizans hudutlarına kadar geldiler. Devrin kaynaklarına göre 3 milyondan fazla Türkmen yığılmıştır.[5]
H.1121 M.1709 yılı Avarız defteri kayıtlarında köyün ismi Karye-i Menteş Baba olarak geçmekte olup, 8 gerçek hanesi 40 nüfusu bulunmaktadır. Menteş Baba köyünün bu tarihlerden itibaren Sandıklı Kazasına bağlandığını görmekteyiz.
Cumhuriyet döneminde ise Sandıklı ilçesine bağlı bir köy iken Bakanlar kurulu kararı ile 1991 yılında kasabaya çevrilerek belediye teşkilatı kurulmuştur.
MENTEŞ BABA TÜRBESİ
Menteş Baba Kimdir:Türklerin Anadolu’da görünmesi ve yerleşmesi ,tarihte ki rolü itibariyle , İslâm’ın doğuşunu andıran bir olaydır. Anadolu’da açılan yeni bir vatanda ;yeni bir milliyet ,kültür ve medeniyet maddi kuvvet;Türk ırkının askeri ve siyasi dehası ile manevi kuvvet ,İslam’ın yüce ruhunun birleşmesi ile mümkün olmuştur.
İlk ışıkları Horasan ‘da Hoca Ahmet Yesevî yaktı. Orada aydınlananlar akın akın Anadolu’ya gelmeye başladılar. Geldikleri her yerde ışık oldular, aydınlattılar . ”Gaziyan-ı Rum “,”Âhiyan-ı Rum “,”Bacıyan-ı Rum” adıyla dertlilere derman , gönüllere ışık oldular.
Menteş Baba ,13.asırda Horasandan gelmiş, kolanizatör Türk dervişlerindendir. Kurdukları zaviyelerde etrafına ışık olmuşlardır..Ayrıca Orta Asya’dan akın akın gelen Türk Aşiretlerini köyler kurup,iskan etmişlerdir.Sandıklı civarında aşiret ismi taşıyan köylerin, mezraların,mevkilerin çok olması bu iskanı belgeler. Mevlana Celalettin Rumi’nin arkadaşlarından olduğu ve Horasan’dan göç ettiği rivayet edilmektedir. Bedri Noyan’a göre ise Bektaşi evliyasıdır.
Menteş Baba Türbesinin içerisinde Menteş Baba olduğu söylenen bir mezar bulunmaktadır. Türbenin içersinde antik çağa ait süslemeli taşlar bulunmaktadır.
Menteş Baba Türbesi: Sandıklı – Dinar karayolunun 17. kilometresinden itibaren batıya doğru, yaklaşık 4-5 km. gidildikten sonra Menteş kasabasına ulaşılmaktadır. Türbe köyün kenarında yer alır.
Menteş Baba Türbesi: Sandıklı – Dinar karayolunun 17. kilometresinden itibaren batıya doğru, yaklaşık 4-5 km. gidildikten sonra Menteş kasabasına ulaşılmaktadır. Türbe köyün kenarında yer alır.
Mimari Özelliği:Kare plan üzerine kübik gövdeli, kubbeyle örtülü bir yapıdır. Üzeri sonradan kırma çatıyla kaplanmıştır. Oturtmalığı ve kriptası yoktur. Doğu, batı ve güney duvarlarının üst kısımlarının ortasında birer
küçük mazgal pencere açıklığı bulunmaktadır. Basık kemerli kapısı, kuzey cephenin ortasına yerleştirilmiştir. Duvarın üst kısımları onarim görmüştür. Yapının üstü sonradan kiremitli kırma çatıyla kapatıldığı için dış örtünün nasıl olduğunu, kubbenin kasnağa oturup oturmadığı-nı anlamak mümkün değildir. İçerde çamur sıvalı bir mezar vardır. Doğu ucuna devşirme taştan bozma bir şahide dikilmiştir.
Küçük mazgal pencerelerden gelen zayıf ışık nedeniyle loş bir atmosferin hâkim olduğu türbenin iç köşelerinde, sonradan yerleştirildikleri anlaşılan devşirme sütunların çevresi taşlarla örülmüştür. Kubbeye (V-_) tarzı Türk üçgenleriyle geçilmektedir.
Türbenin duvarları, çoğu devşirme olmak üzere, taş malzemeyle yığma duvar tekniğinde inşâ edilmişlerdir. Taşların arasında tek tük tuğlalar dikkati çekmektedir. Pencere ve kapı söveleri de devşirme taşarla teşkil edilmiştir. Geçiş sisteminde taş ve tuğladan düzensiz bir örgüyle karşılaştırılırken, kubbede tamamen tuğlanın hâkim olduğu tespit bilmektedir. Duvardaki tuğlaların boyutları ortalama 29x?x4 cm.dir. Süsleme açısından kayda değer bir şey yoktur.
Türbenin kitabesi yoktur .İçindeki mezarda da kitabe bulunmamaktadır.
Germiyan Devri eserlerinin tipik özelliği olan Türk Üçgenlerinden müteşekkil geçiş sistemleri ,tuğla boyutları XIV.yüzyıl ikinci yarına işaret eder.. aktadır.Kapının sol tarafından devşirme bir taşta H.985/M.1577-1578 tarihi vardır.Bu da türbenin kesin tarihi sayılmaz.
Menteş Baba Belgeleri: Menteş Baba ile ilgili zaviye kayıtları Menteş Baba’nın bölgedeki etkin gücünü göstermektedir.
Menteş Baba tekkesine Hacı Bektaş Veli asitanesi seccadenişini Esseyyid Eşşeyh Feyzullah’ın arzıyla zaviyedar tayini (VGMA, Hurufat Defteri, nr. 546, varak 51)[6]
H.1299/ M.1881 tarihli Vakıf Defteri kayıtları
Esami-i Liva ve Kura Esami-i Hayrat-ı Evkaf Tahakkuk Eden Tahsil Olunan Kuruş-para
Sandıklı Kazası Menteş Baba Vakfı 10.27 10.27
Menteş Köyü’nde Menteş(e) Baba Zaviyesi mütevellileri Ali olup yıllık geliri 78,5 kuruştur[7].
Evkaf-ı Zaviye-i Mentaş Baba der karye-i Menteş tabi-i Sandıklı. Ba-berat-ı âli hasadiyye mutasarrıfı Ali. Hâsılat: Burçak Kile 2 Baha 6. Şair kile-ölçek 3 Baha 40. Hınta kile 3 baha 127. Gelir yekûnu: 174,15 Masarifat: 127,10.Mizan: 174,15–127,10 Masarifat-ı minha = 47,8 kuruş-para vürüd-u zaviye-i dâr berâyı it’am[8].
Halk İnaçları: Menteş Baba türbesinde alıç ağacından yapılma[9] “sıvazlama” ismi verilen aletler bulunmaktadır.
Bu tür türbelerde bulunan alıç ağacından yapılma sıvazlama ile türbe, felç, inme gibi hastalıklardan dolayı ziyaret edenlerin üzerine, eline yüzüne sürülmek suretiyle şifa bulacağına inanılmaktadır. Aynı zamanda hastalık tedavisi olmasının yanında koruyucu olarak da sürüldüğü görülmektedir.[10]
Menteş Baba Türbesi yöre halkı tarafından çok sevilen ve saygıda kusur edilmeyen türbelerden birisidir. Özellikle askerlik çağı gelen gençler tarafından toplu olarak ziyaret edilerek hayır dua da bulunulur. Askere veya gurbete gidecek olanlar Menteş Baba türbesinden toprak alarak yanında taşırlar. Bu sayede kötülüklerden, kaza ve belalardan uzak kalınacağına inanılır. Yöre halkının ifadesi ile türbeden toprak alarak askere giden herkesin sağ salim evine kavuştuklarıdır. [11]
[1] M. Karazeybek , Afyonkarahisar’da Zaviyeler , Evkaf Defterleri, III, Nu: 12348 ve 13904 nolu defterleri,
[2] H.1256/M.1840 tarihli ve EV. d.11426 nolu Muhasebe Defteri
[3] Dr. Muharrem Bayar’ın ifadesine göre alıç ağacı motifi kalenderiler tarafından kudsiyet atfedilen bir ağaçtır.Biz bunu Hacı Bektaş-ı Veli-Yunus Emre arasında geçen alıç olayından da bilmekteyiz. Bu da Menteş Baba’nın da Yunus Emre gibi Kalenderi olduğunu göstermektedir.
[4] K.K.Osman Seyman,Sandıklı Mrk.Araştırmacı
[5] Ali Osman Karakuş”Sandıklı Türbeleri”
6] Fahri Maden, Sandıklı Araştırmaları Sempozyumu,Sandıklı Bektaşi Tekkeleri isimli bildirisi
7] Dr. Muharrem Bayar ,Sandıklı Tarihi isimli basılmamış kitap çalışmasından alınmıştır.
[8] Anna, Comnenus. “Alexiea” s. 248-249.
[9] Z. V. Togan. ”Umumi Türk Tarihine Giriş” c: 1, s. 188.
[10] H. İnalçık. ”Osmanlı Tarihine Toplu Bakış” (Osmanlı). C: 1, s. 38.
[11] O. Turan. ”Selçuklu Tarihi ve Türk–İslam Medeniyeti”. s. 304.
Kaynak:Ali Osman KARAKUŞ,Sandıklı Türbeleri ve Türbelerle İlgili Halk İnançları, Syf.233-246,Sandıklı Belediyesi Yay.Ankara 2013,