ÖREN DEDE ZİYARETGAHI
Eski bir yerleşim yeri olup günümüzde ören yeridir. Burada Örence isimli bir köyün olduğu söylenmektedir. Ören Dede’nin ise bu köyün kurucularından olduğu sanılmakta olup, H.1032/M.1623 yılına ait Avarız Defteri kayıtlarında Sandıklı Kazasına bağlı köyler arasında Örence isimli bir köy olup köy nüfusu 33 kişidir.
Yeri Örenkaya kasabası içersindedir.Yol kenarında etrafı duvarla örülü kare şekilli bir ziyaretgah olup içersinde bir adet ahlat ağacı bulunmaktadır. Burası yöre halkı tarafından “Kör Kuyu” olarak da bilinmektedir. Ziyaretgah çevresinde yaptığımız incelemeler sonrasında burasının eski bir yerleşim yeri olduğu kanısına vardık. Nitekim çeşitli arşiv belgelerinde aynı adı taşıyan köy kayıtları da bulunmaktadır.
Ören Dede’nin köyüm kurucularından olduğu ve burasını yurt haline getirmesi için görevlendirilen Alperenlerden olduğu söylenmektedir. Ören Dede ile ilgili anlatılanlar Nur Kadın yatırı ile orantılı olduğu için menkıbelerden bahsetmeyeceğiz.
ÇALI (HENHEN)DEDE ZİYARETGAHI
Örenkaya Kasabası Bahçeli Mahallesinde çalılık bir dere içersinde yer almaktadır. Bu sebeple yöre halkı tarafından Çalı Dede de denilmektedir. Maçil köyünün ilk kuruluş yıllarında tek su kaynağı burada bulunmaktaymış. Suyun Henhen Dede’nin bir kerameti olarak çıktığına inanılmaktadır. Hen kelimesi, dişi kuş,delice doğan, mavi doğan anlamındadır. Selçuklular döneminde kullanılan Çağrı Bey’inde ismi çağrı ismi Türkçe’de harfi harfine doğan ve Bozdoğan anlamındadır[1]. Divan-ı Lügati’t-Türk isimli eserde ise çağrı, doğan kuşu, çakır kuşu anlamında yazılmıştır[2]. Bundan yola çıkarak Henhen yani Han Dede’nin selçuklu’nun bölgeyi fetih tarihi olan 1172 yılından sonra burada görevlendirilmiş olabileceği akla yatkın gelmektedir.
Kelime yapısı olan Han kökünden gelmekte olup Han Dede manasındadır. Han kelimesi Türklerde kullanılan ve idare eden , başı çeken anlamındadır. Bu sebeple burada yatan şahsın bölgenin iskanı için görevlendirilen Alperenlerden olduğu sonucuna varmaktayız.
Henhen Dede ziyaretgahı genellikle çocuğu olmayanlar ve işleri iyi gitmeyenler tarafından ziyaret edilmekte olup inancın uygulaması, bağlılığın bir simgesi olarak çaput bağlamak şeklindedir[3]. Henhen Dede ziyaretgahının etrafı taşlarla örülü olup belirgin bir mezar yoktur. Ziyaretgahın olduğu yerde alıç ve incir ağacı bulunmaktadır.
YUMURTACI DEDE
Örenkaya Kasabasında bulunan ve yeri günümüzde tam olarak bilinmeyen ziyaretgahlardan birisidir. Yumurtacı Dede ismi onunla ilgili anlatılan menkıbeden dolayı verilmiş olup gerçek adı bilinmemektedir. Halk yanık Ardıç mevkisinin olduğu yeri göstermektedir. Yumurtacı Dede ile ilgili bildiklerimiz sadece menkıbelere dayanmaktadır. Yumurtacı Dede ile ilgili anlatılan bir menkıbe köyün eski yerleşim yeri olan Meymun köyü ile doğrudan ilgilidir. Anlatılanlara göre[1], Yumurtacı Dede bir fincan çorba ile kırk gün dururmuş. Meymun denilen köyde bir düğün varmış. Yumurtacı Dede düğünün olduğu yere gelerek Gelincik kayasında dikelen bir geline , “-Aman kızım. Canım yumurta istedi.Allah rızası için bir yumurta kaynatıver” demiş. Gelin ise,”Hadi git şuradan deli sende” diyerek yumurtalarını çalanın kendisi olduğunu söyleyerek bağırıp çağırmaya başlamış. Gelinin feryat figanını duyan köylüler ne olup bittiğini anlamadan Yumurtacı Dede’nin üstüne yürümüşler.Onu hırpalayıp dövmüşler.Yumurtacı Dede her ne kadar, “yapman,etmen günahtır” dese de kar etmemiş. Yumurtacı Dede üzerinden kanlar sızarak Yanık Ardıçların yanına gelmiş. Meymun köyüne doğru dönerek; “Nahi evinizi yılan, çıyan bassın. Elinizin,ayağınızın değdiği yer yılan olsun.Ekininiz bitmesin,ambarınız boş kalsın” diyerek beddua ederek oracıkta can vermiş. Bu olaydan sonra Meymun köyünü yılanlar çıyanlar sarmış. Her ne yapsalar yılanların hakkından gelememişler. Günler geçtikçe hayat daha yaşanmaz hale gelmiş. Orada yaşayan halk çareyi köyü terk etmekte bularak dağılmış. Yanık ardıcın yanında can veren divanenin adı ise halkın belleğinde anlatılan bu menkıbe ile Yumurtacı Dede olarak anılır olmuş.
[1] K.K.Örenkaya Kasabasından Rabia Kunt,1930 Doğl. Okuma yazması yok