VATİKANDAKİ TAŞIN SIRRI: Hz. İsa otuz yaşına gelince kendisine peygamberlik verilmiş ve insanları hak yola davet etmeye başlamıştı. Hz.İsa’nın getirmiş olduğu inanç sistemine diş bileyen Yahudiler bunu fırsat bilerek;“Hz.İsa’nın halkı kandırdığı, Roma yönetimine karşı anarşi çıkarmak istediği” gibi gerekçelerle, Roma’nın Kudus valisi Ponsplat’a şikayet ettiler.Kudus valisi Ponsplat Hz.İsa’yı yakalatarak bir kaç ağır suçlu ile birlikte çarmıha gerdirdi.
Hz.İsa’nın ölümünden sonra Miladi 30.yılında Hz.İsa’ya inan 11 yoldaşı gizlice toplanmaya başladılar. “Havari” denilen bu kişiler, Suriye,Antakya ve Tarsus taraflarına dağıldılar. Bu sırada Hrıstiyan olan bir yahudi Sen Paul adı ile İncil’in propagandacısı olarak çalıştı. Sen Paul Anadolu’ya geçerek dağlarda çobanlara ve halka Hrıstiyanlığı yaymaya çalıştı. Sen Paul Anadolu’yu gezerken şimidiki Isparta iline bağlı Yalvaç’a geldi. Burada halktan yüz bulamadığı için Synnada (Şuhut) ya geldi. Buradaki yahudiler taş ve sopalarla Sen Paul’u karşıladılar. Oradan kaçan Sen Paul dağlardaki saf halk içersinde daha da başarılı oldu. Frikya’nın dağlık bölgesinde (Ber dağları) dolaşarak çok iyi çalıştı. Daha sonra Sandıklı Ovası’nda bulunan Pentapolis’te dolaştı. Burada Hierapolis’ (Koçhisar Köyü) te Markos Averkios’la tanıştı. Birlikte Ömeniya (Işıklı-Çivril) tarafına gittiler. Sen Paul Efes’e kadar giderek orada yerleşti.
Sonuç olarak Hrıstiyanlık Suriye dışında ilk kez dağlık Frikya’dave Sandıklı ovasında bulunan Pentapolis’te gizlice aşılanmıştır. Afyonkarahisar ili içersinde gizli Hrıstiyanlar en önce Bey dağları ve Sandıklı Ovası’nda yayıldılar. Bu yayılışı sağlayan din görevlilerininhayatları daha sonra “Azizlerin Hayatı” isminde edebi hikayelere dönüştürüldü. Bu azizlerin en meşhuru olan ve Firikya bölgesinde vaazları ile Hrıstiyanlığı öğreten ve çok çaba sarfeden Aziz Sen Bartholomun’dur. Bu şahıs şehir şehir dolaşarak halkı ve özellikle Kumalar dağında yerleşmiş eski Eti oymaklarından olan Likaones’leri Hrıstiyan yapmıştır. Miladi 325 yılında Roma’da imparator Konstantin’ in gizli bir Hrıstiyan olması sebebiyle rahatça çalıştılar. Gizli tapınaklar yıkılarak yerlerine kiliseler yapıldı.Hrıstiyanlığı korumak ve kurallarını birleştirmek üzere Nicaia (İznik) da dini bir toplantı yapıldı.Bu toplantıya her yerden Piskoposlar toplandı. Bu toplantıya katılan piskoposlardan Hierapolis (Koçhisar) Fiaccus, Eucarpeia (Emirhisar) lı Eugerius’unda bulundukları ifade edilmektedir.
İlk gizli Hrıstiyan Azizlerindenbirisi olan Aberkius, Sandıklı Ovası’nda yer alan pentapolis’in başşehri Hierapolis (Koçhisar) halkından gizli bir Hrıstiyan olup genç yaşlarında Hrıstiyanlık havarilerinden Sen Paul ile Hierapolis’ e geldiğinde tanışmış ve gizlice bu dinegirmiştir. Şehrin ileri gelenlerinden olan Aberkius dinini gizli tutmak zorundaydı. Üstelik şehirde önemli görevlerde yer almıştı. Daha sonradan Hierapolis’e Belediye başkanı oldu. Aberkius memleketinde bulunan gizli Hrıstiyanları korumuş ve yayılmalarını sağlamıştır.Aberkiussonradan türeyen ve putperestlikle Hrıstiyanlığı bir birine karıştıran bir mezhep olan Montanistlerle ömrünün sonuna kadar mücadele etmiştir.
Aberkius 72 yaşında günün modasına uyarak kendi mezar taşını ve bu taşta kendi biyografisini hazırlattı. Öldüğünde şehrin (Hieropolis) güney kapısı dışında yolun kenarında herkesin görebileceği biçimde konulan bu taş uzun bir zaman gizli Hrıstiyanların ziyaret ettikleri bir yer olmuştur. Yine bu taş uzun bir zaman Hrıstiyanlığın kutlu bir belgesi olarak korunmuştur. Daha sonraları Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1883 yılında Roma Tarih Profösörü İngiliz gezgini W.M. Ramsay tarafından ilçemiz Hüdai kaplıcasında bir duvarda bulunduktan sonra hakkında yazılar yayımlanan bu mezar taşı büyük ilgi çekmiş ve Hrıstiyanlık dünyasında büyük tartışmaların çıkmasına neden olmuştur. Yapılan inceleme ve tartışmalar sonucunda mezar sahibi Markos Aberkius’un gizli Hrıstiyan olduğu ve sonradan bu dinde destanlaşan“Azizlerin Hayatı” adlı eserde adı geçen Aziz Sen Aberkius olduğu kanısına varılmıştır. Bu mezar taşı göz önüne alındığında; 3. Yüzyılın sonlarına doğru,180,190 miladi yıllarında yazılmış olduğu hesaplanmıştır. Buna göre Aberkius Miladi 120-190 yıllarında yaşamış ve yukarda bahsettiğimiz Montanistlere karşı savaşından dolayı azizlerin arasına katılmış bir din adamıdır.
Hüdai Kaplıcalarında mezar taşının bulunması ile “Azizlerin Hayatı”ndaki Sen Aberkius tarihi bir nitelik kazanmıştır. Bu mezar taşının bulunmasından sonra çıkan tartışmalar ve araştırmalar Papalığın da dikkatini çekmesi neticesinde Papalık, bu mezar taşını dönemin Osmanlı Sultanı 2.Abdülhamit’ten verilmesi istenmiş olup Osmanlı Sultanının uygun görmesi ile bu mezar taşı Hüdai Kaplıcaları’ndan alınarak Vatikan’a gönerilmiştir. Günümüzde ise Hüdai Kaplıcalarından bulunan bu mezar taşı İtalya’da Lateran müzesinde sergilenmektedir. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz Hrıstiyanlık dünyasında önemli bir yere sahip olan “Azizlerin Hayatı” isimli esere yardım eden bir başka kişi ise Otrus (Yanıkören) lu Zatikos’tur ve bu arada 4. yüzyılda Otrus Belediye Başkanı olarak bulunuyordu. Burada çıkarılan Bizans mimarı kalıntıları ortaçağda bu sıcak su kaynaklarının hamam olarak kullanıldığını göstermektedir. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi tarafından 1.05.2002 tarihinde Hüdai Kaplıcaları imar planı içinde yapılan incelemeler sonucunda ; 1 Adet kayalık ve 4 adet eski Hamam bulunduğu görülmüştür. Geçmişten günümüze kadar ulaşan bu tarihi kalıntılardan hamamlar Osmanlı mimarisi olup kayalık ise, 6-7 metre yüksekliğinde, yer yer basamak ve su çukurlarından oluşmuş Firig kutsal alanıdır.
Kaynak.Ali Osman KARAKUŞ,Şifalı Frigyanın İncisi Hüdai Kaplıcaları,s.24-27 Sandıklı Belediyesi Yay. Ankara,2010