PROF.DR. BEKİR BERKOL
1913 yılında Afyon’un Sandıklı ilçesinde doğdu. İlkokul öğrenimi Sandıklı da, orta
öğrenimini ilk yarısını Afyon Ortaokulunda, son yarısını Konya Lisesi’nde tamamladı.1938
yılında İstanbul Üniversitesi’n den mezun oldu. Adana’da Sıtma ile Mücadele kursuna
katıldı. Askerlik hizmetini Üniversite talim taburunda İstanbul Gülhane Hastanesinde, Afyon
demiryol alayında ve Konya Askeri Dikimevi’nde yaptı.
6 yıllık tıp süresince, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının tıp talebe yurdunda
sağladığı bakım karşılığı olarak yüklendiği mecburi hizmetin 6 ayını Kızılay başkanlığını da
beraber yürütmek sureti ile Erzincan büyük zelzele bölgesine dahil bulunan Tokat ilinin
Reşadiye ilçesinde, 3 sene 6 aylık sürenin yarısını Muş ilinde Merkez Hükümet Tabibi ve arta
Kalan diğer yarısını da Afyon ilinde Merkez Belediye Tabibi olarak yerine getirmiştir.
27 Şubat 1946 günü yeni açılmış bulunan Ankara Tıp Fakültesi’nde İç Hastalıkları asistanlık
sınavını kazanarak Prof. Dr.Zeki Hakkı Pamir’in başkanı olduğu II.İç Hastalıkları Kliniğinde
Asistan ve başasistan olarak görev aldı.1953 yılında Üniversite doçentlik sınavını kazanarak
Aynı kürsüde eylemli doçentliğe atanmıştır.
Sayın İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde başlayan özel doktorluğu görevini
Ölümünden sonra da aile doktorları olarak devam ettirmiştir.1958 yılında Birleşik Amerika
Devletleri’nin Philadelphia eyaletinde Pennsyvannia Üniversitesi Hematoloji bölümünde
18 ay kadar bilgi ve tecrübesini arttırmak maksadı ile çalıştı. 1961 yılında Profesörlüğe
Yükseldi. Profesörlük döneminde Londra Hammersmith Hospital Hemetoloji bölümünde 3 ay süre ile dalında araştırma yaptı.1982 yılında Fakültenin Hemetoloji kürsüsünü kurdu. Emekli olduğu tarihe kadar Kürsü Başkanlığı görevini yürüttü.
Yurt içinde ve dışında birçok derneğin üyesi olmuştur. Yayınları arasında birçoğu Hemetoloji konularına ait olmak üzere Türkçe Yabancı dillerde yayınlanmış 50’yi aşkın kongre tebliğleri ve makaleler yanında Prof Dr Zeki Hakkı Pamir ile beraber yazmış oldukları ‘’Klinik teşhis semptomları’’ adlı kitabı ve birde ‘’Anti koagülan tedavinin ana hatları ve bu tedavinden akut miyakort infarktüslerinde aldığımız sonuçları ‘’adlı monogramı bulunmaktadır.
Berkol, Prof. Dr. Muharrem Köksal’a her gittiği zaman ‘’Hocam, rahle-i tedrisatınızdan feyiz almaya geldim. Der eli boş gelmez yoldan aldığı kestane şekeri ikram ederdi. Onunla çalışmaları son derece eğitici ve keyif verici geçermiş.
‘’Her hastasına kestane şekeri veya akide şekeri ikram edermiş. En çok dikkat ettiği şey sıra olurmuş. Her hastasının sırasını takip eder. Bekleme sırasında hassas davranırmış. Hastasını sevdiklerine emanet eder. Eğer refakatçiyi beğenmez ise hastanın refakatçiye ihtiyacı yok der. Kendisi ilgilenirmiş. İşinde tüccar değildi. En son muayenehane açan doktordur. Çizgisini hiç değiştirmeyen nadir adamdı.’’ (Süleyman Sarıca Ankara)
Berkol üniversitede haşhaş yağı kullanılmasını önerir. Fakat Zamanın Yök Başkanı Doğramacı Haşhaş yağını önemsememektedir. Berkol’un teklifine hayır der. Berkol zeytinyağından sonra en sağlıklı yağ haşhaş yağı olduğunda ısrar eder. Haşhaş yağı meselesi, Aralarında baya uzar. Sonuç Berkol’ ün lehine sonuçlanır. Onun görev süresince Üniversiteye o tarihler bidonlarla haşhaş yağı gönderilir. Yemekler haşhaş yağı ile yapılırdı. (Yeğeni Hacı Mehmet)
Bir gün Sandıklı’dan bir hemşerimizin eşinin vücudunda mercimek gibi dene dene benekler oluşur. Burada hastaneye gider. Ama bir sonuç alamayınca Soluğu arkadaşım diye Ankara’da alır. Bekir Berkol’un bulunduğu Üniversiteye gider. Muayene odasına girerler. Bekir Berkol Bayana bakar ve Kızamık çıkarıyor herhalde diye şaka yapmak ister.
Hasta kadının beyi Bekir beye bakar:
‘’Ha kappa Bekir ha, koca karı hiç kızamık mı çıkarır. Ha kappa herif ha..’’ der, Bekir bey asistanlarına bizim yörenin konuşma lehçesi/tarzı böyle der ve gülmekten yarılırlar. Ama hemşeri işte, Sandıklı lehçesi onunda hoşuna gider. Mahcup mahcup Bekir beyde hemşerimizin konuşmasına gülmekten kendini alamaz….(Dr.Güner Altınay)
Cavdar Ahmet amca Prof. Dr. Bekir Berkol’un arkadaşıdır. Bir gün Ankara’ya muayeneye onun yanına gider. O zaman 85 yaşlarındadır. Merdivenlerden yürüyerek çıkar. Bekir Berkol onu kapıda karşılar. Bakar ki Ahmet Çavdar hala ayakta, kendisi ise 4 tekerlekli arabadadır. Bekir Berkol kendisi Prof. Doktordur ama yürüyen arabadadır. Arkadaşı ise hala ayaktadır. Bundan dolayı Ahmet Çavdar’ı alkışlar. Ahmet ben seni nasıl muayene edeyim sen hala ayaktasın ben doktorum ama bak araba’dayım. Sen kendi sağlığına dikkat ediyorsun. Sen kendi kendinin doktorusun. Ben sana başka ne diyeyim. Der (Y.Akdoğan)
Berkol, ilçemize geldiği her zaman akrabalarını ziyaret ederek bütün akrabaları ev içeri muayene ederdi. Ücret almadığı gibi pek hediyede almak istemezdi.
Evli ve 3 çocuk babası olan Prof Dr. Bekir Berkol İngilizce, Almanca ve Fransızca bilmekteydi.
11.06.2001 yılında Ankara’da vefat eden Berkol vasiyeti üzerine çok sevdiği memleketi olan Sandıklı’daki aile kabristanına defnedilmiştir.
Ali ÖZESKİ
Söylediklerinize dikkat edin,
Düşüncelere dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat edin,
Duygulara dönüşür.
Duygularınıza dikkat edin,
Davranışlarınıza dönüşür.
Davranışlarınıza dikkat edin,
Alışkanlıklara dönüşür.
Alışkanlıklara dikkat edin,
Değerlerinize dönüşür.
Değerlerinize dikkat edin,
Karakterinize dönüşür.
Karakterinize dikkat edin,
Kaderinize dönüşür.
Mahatma Ghandi.
Rahmetli Prof. Dr. Bekir Berkol hocamızın öğrencisiyim. Sitenizde bu değerli insana yer verdiğiniz için sizi kutluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum. Benim bildiğim kadarıyla Bekir Hoca Sandıklı Kaplıcalarının kurucuları arasındadır. Hem de en başında olması gerekir. Bilmem yanılıyor muyum. Eğer öğle olmasa bile bu kaplıcalartın tanıtımında en çok emeği geçen insanlardan biridir. Bu uğurda ne kadar çok çaba gösterdiğini en yakından bilenlerdenim. Buna karşın kaplıca ile ilgili sitelerde adının hiç geçmeyişine üzüldüm. Sandıklılar’ın bu konuda daha duyarlı olmalarını ve bu büyük hemşehrilerine vefa borcunu ödemelerini beklerdim. Saygılarımla…