Sandıklımızda sayıları 360’ı aşan velilerden birisi de Abdülkadir Efendi’dir. Kendisi Sandıklılı olup Hacim Sultan Tekkesi’nin Rufai şeyhidir. 1867 yılında Sandıklı’da doğmuştur. Babası Hacim Sultan Tekkesi Rufai Şeyhi Ahmet Efendi’dir. Aşağıda babası ile ilgili Sultan Abdülaziz’in, kendisi ile ilgili Sultan Abdülhamid Han’ın fermanı vardır. Adı geçen belgeler Sandıklı Araştırmaları Sempozyumu’nda Dr. Muharrem Bayar tarafından bildiri olarak da sunulmuştur.
Şeyh Abdülkadir Efendi’nin evi Hacim Sultan Tekkesi ve kabristanlığı karşısında, şimdiki Ali Çetinkaya İlköğretim Okulu karşısında olup halen kullanılmaktadır.
Çekirge Suyu hakkında Taşpınar Dergisi’ndeki yazı (1931)
Sandıklı‘da 1916 yılında çekirge istilası olmuştur. Bununla ilgili devlet arşivlerinde resmi yazılar da vardır. Çekirgeler buğday, arpa ne varsa yemeye başlar. O yıl halk yokluk ve kıtlık içinde yaşar. Elinde avucunda ne varsa bitmiş, cephede savaşan askerlerimize mısır ekmeği yapılmıştır. Teknoloji gelişmediği için fazla ilaç ta yoktur. Bu çekirgeleri ancak, sığırcık kuşları yiyebilir. Çevremizde yeterli kuşlarda yoktur. Bu nedenle kuşların gelebilmesi için Afyon’dan sığırcık suyunun getirilmesi gerekir. H. 19.Safer.1272-M.1858 yılına ait arşiv belgeleri içinde, çekirge istilası nedeniyle zaviyelerin gelirlerinden ödediği âşar (öşür) o yıllarda ödenememiştir. Halkın eskiden yaşanan bu olayla ilgili duyumları suyu getirmede etkili olmuştur.
Bununla ilgili çok geniş bir yazı 1931 yılında Afyon’da Taşpınar Dergisi’nde yayınlanmış, ilk sayfası üsttedir. Bu su basit bir şekilde gelemez. Bunun için şehrin manevi yönden üst makamlarda olan kişilerin getirmesi gereklidir. O sığırcık suyu gelirse, sığırcık kuşları o suyu takip eder gelirler, çekirgeleri yerler. Bunun için Şeyh Abdülkadir başkanlığında müritleri Mehmed Efendi (Altuğ), Hasuhoğlu Derviş Mehmed ve Haydar Efendi yola koyulur.
Yaya olarak Afyon’daki o kuyuya varırlar. Dua edilerek su testiye doldurulur. Testi hiç yere konmadan ve beklemeden yaya olarak tekbir, salâvat getirerek, dualar edilerek Sandıklı’ya doğru yola çıkarlar. Taşlıkır Mevkiine (Yüksek Okulun ilerisi) gelince üstlerinde sığırcık kuşları toplanmaya başlar. Kuşlar çoğalarak şehre doğru gelmektedir. Sandıklı halkının hepsi tekbirlerle onları şehrin dışında karşılar. Sığırcık kuşları çekirgeleri tutar, öldürür, öldürür. Fakat ağızları kan olduğundan yıkanması için su gerekir. Tellallar, sokaklara evlerde bulunan suların dökülmesini için halka duyurur. Sularda ağzını yıkayan sığırcık kuşları durmadan çekirge öldürür. Halka bir ilan verilerek, ölü çekirgelerin hükümet tarafından kilo ile alınıp, toplayanlara para verilir. Toplanan çekirge ölüleri, şimdiki yeni belediye iş hanının olduğu yerdeki çukura gömülür. Sığırcıklar 19 günde ne kadar çekirge varsa temizlerler. Sandıklı, Şeyh Abdülkadir Efendi sayesinde bu felaketten kurtulur. Bu testi hatıra olarak yıllarca Ulu Camii minberinde hatıra olarak sergilenmiştir.
Şeyh Abdülkadir Efendi’nin kabrini
Torunu Sabri Bilginsoy’dan dedesinin fotoğrafını istedim. Evlerinde Şeyh Abdülkadir Efendi’nin fotoğrafını çektim. Bana bu zatın kendi el yazmalarını gösterdiler. Bu zatın ne kadar büyük bir hattat ve âlim bir zat olduğunu el yazmalarını görünce donup kaldım. Deri kaplama, süslü ve altın suyu ile bezenmiş iki dua kitabını inceledim. Bu zatın büyük bir hattat olduğunu o anda anladım. Rufai Tarikatının evradı ve zikirlerini yazmakta idi. Ben bunları okurken torunu “Dedem bunları okur, kuş şeklinde uçup Kâbe’ye gidip namaz kıldıktan sonra yine kuş gibi eve döndüğünü ninem anlatırdı” dedi.
Şeyh Abdülkadir Efendi’nin “Zikir Kitabı”nın ilk sayfası torunun Sabri Bilginsoy’dan alınmıştır.
Torunlarından Emekli Albay Ahmet Bilginsoy ‘un beni ziyaretinde dedesi Abdülkadir Efendi ile ilgili takdim ettiği belge ve fermanları aşağıda sunuyorum. Bu belgelerin asılları şimdi Afyon’da işadamı İbrahim Alimoğlu Müze’ndedir.
HACİM SULTAN TEKKESİ İLE İLGİLİ PADİŞAH FERMANLARI
Padişah Abdülaziz Han’ın Hacım Sultan Tekkesi ile ilgili fermanı
Fermanın transkripsiyonu:
Abdülaziz Han bin Mahmut muzaffer daim Hu Nişan-ı Şerif-i âlişan-ı sami-mekân-ı sultani ve tuğra-i gara-i cihan-ı sitan-ı hakanı hükmüm oldur ki;
Karahisar-ı Sahib Sancağında Sandıklı Kasabası’nda vaki’ defin-hâki ıtırnâk olan Hacim Sultan Kaddese-sırrahul’l-menan hân-kah-ı şerifeye şimdi kaydı ber-veche hâsbi ifâ-i hidmed etmekde ise de hân-kah-ı mezkurun ve kendisinin bir taraftan varidatı olmadığından düçâr-ı zaruret bulunmasıyla bir mikdar ma’aş tashihi hususu türbe-i müşarü-ileyh türbedarı Hacı Ahmed Er-Rufai zide salahu tarafından niyaz ve istera’ ve mahallinden dahi iş’ar bina kılınmış ve Ma’den Hümayunum sancağında Çöngüş Kasabasında kain medresenin müderrisi olup Canib-i Hicaz’da bilâ Veled vefat eylediği bi’l-haber tahkik ve tebeyyin iden Hacı Osman hidmed vakfına mahsus olan şuhuriye yüz guruş ma’aşı mahlul olmuş olmağın bina’en ma’aş münhal mezkurun nizamına tatbikan mezkureye ta’amiye olarak tahsis hususu canib-i nezaret evkaf-ı humayunumdan ba-takrir lede’l-inha mucibince icra-i iktezasına irade-i ‘aliyem te’alluk iderek ol babda sadr olan ferman-ı ‘alişanım vechile ikteza-i tesviyesi lede’l sual ma’aşı münhal mezkürün hân-kah mezkureye ta’am olarak yetmiş dokuz senesi Şaban-ı şerifden yirminci günü vaki’ yetmiş sekiz senesi Kanun Sanisin yirmi yedinci gününden i’tibaren ta’yin ve tahsis olduğun havi evkaf muhasebesine kayıd ile türbedar-ı muma-ileyh yedine berat-ı şerifim verilüb keyfiyeti ma’lum olmak üzere icab eden mahallere ‘ilm-i kasırlarının i’tası ikteza eylediği der-kenar olunmuşve ol vechile keyfiyet-i muhasebe-i merkumeye kayıd ve emval-i mesküre ‘ilm-i kasırları tahrir ve i’ta ettirilmiş olmağın mezkur Şaban-ı şerifin evasıtı tarihiyle berât-ı humayunumu verdim.
Ve buyurdum ki; muma ‘ileyh işbu rafi’-i tevki’-i rafi-ş-şan-ı Hakani Hacı Ahmed er-Rufai’ zide olunan Kanun Saninin yirmi yedinci gününden itibaren……….mezkür ta’amiye olmak üzere hizmeti vakfından mahsus olan şuhuriye yüz guruş mahalli evkaf müdürü tarafından mah be mah be senede makbuz ahz ve eyleye
Şöyle bileler ‘alamet-i şerifime i’timat kılalar. Tahriren fi’l-yevmü’l-semaniye ‘ışrın min Şehr-i Ramazan-ı Mübarek sene; tıs’a ve seb’in mieteyn ve elf.
Be Mahrusa-i Kostantaniyye Evkaf-ı Hümayun hazine-i celilesine mahsus Berât-ı ‘alişan olmak içün varakadır. Yalnız yirmi guruştur.20
ÖZET: Padişah Abdülaziz Han tuğralı, Ramazan 1279/ Ocak 1863 tarihli beratla; Afyonkarahisar’a bağlı Sandıklı Kazası’nda ünlü şeyhlerden Hacım Sultan Tekkesi’nde türbedar olarak görevli olan Maden Sancağı’nın Çöngüş Kasabası müderrislerinden Hacı Osman Efendi Hicaz’da vefat etmiş, yerine Rufai tarikatı şeyhlerinden Hacı Ahmet Efendi 27 Kanun Sani 1278–20 Şaban 1279–1863 tarihinde 100 kuruş maaşla atanması yapılmıştır. Vakıf yetkilisi bu zata her ay 100 kuruş maaş ödeyecektir.
Padişah Abdülhamid Han’ın Hacım Sultan Tekkesi ile ilgili fermanı
Fermanın transkripsiyonu:
Abdülhamid Han bin Abdülmecit muzaffer daim Hu Nişan-ı Şerif-i sami âlişan-ı mekân-ı sultani ve tuğra-i gara-i cihan-ı sitan-ı hakanı hükmüm oldur ki;
Karahisar-ı Sahib Sancağında muzaf Sandıklı Kasabası’nda vaki’defin hâki’ıtırnak olan Hacım Sultan Kaddese sırrahu’l-menan hân-kah-ı şerifine ta’amiye olmak üzere Haremeyn-i maremeyn vakfından tahsis kılınan şuhuriye yüz guruş vazife ile hân-gah-ı mezburda türbedarlığı cihetine ba berat mutasarrıf olan Hacı Ahmed er-Rufai’ sulb-i kebir oğlu Abdülkadir’e terk edüb…..eylediği ve hân-gah-ı mezkur yevm mevcud ve ma’mur olduğu beyanıyla cihet mezkurenin müteveffa-i müma’ileyh malulundan hizmet-i lazimesinin icaraya ehil ve müstehak olduğu bi’l-ihbar ve zahir olan müma’ileyh Abdülkadir’e tevcih inha olunmuş vakf-ı mülhaktan Sandıklı Kazası’nda Hacım Sultan Zaviyesi vakf-ı veche hasbiyesi türbedarlığı tarikat-ı âliye-i Rufai’iyeden eş-Şeyh Ahmed Rufai’yeden —– şerifeyn evkaf-ı şerifesinden olarak şuhuru yüz guruş ta’amiye hân-gah-ı şerife mezkur Şeyhi Ahmed Er-Rufai’ye ta’yin ve tahsis kılındığı cihet kılınmadan yazılan der-kenarın vechi mezkurenin mahalli mehasin vechile müma’ileyh Abdülkadir’e tevcihi tensip edildiği meclis-i meşâyıca mazbatasından anlaşılmış ve ol vechile zikr olunan türbedarlığı ciheti meşiyah makamında olduğu menfehum olarak mali fiha nizama muvafık bulunmuş olmağla bu suretde meşihat makamında olan mezkur türbedarlık cihet-i ta’ammiyenin müteveffa-i muma‘ileyh mahlulundan mahdumu işbu rafi’-i tevki’-i refi’ş-şan-ı Hakani Abdülkadir zide salahuya tevcihi mahmiye-i Nakşiden olunan ve tarik şeyhü’l-keramidan kılınan işarın üzerinde Makam-ı Nezaret-i Evkaf-ı Hümayundan bi-telhis ifade kılınmağa mucibince tevcih olunmak fermanım olmağın bin üç yüz altı senesi Recep Şerifin yirminci günü tarihiyle bu berat-u hümayunum verdim.
Buyurdum ki; muma’ileyh meşihat makamında olan mezkür türbedarlık cihetiyle şuhuriye yüz guruş ta’amiye mutasarrıf olup bi’l-nefsin bilâ kusur hizmet eyleye.
Tahrir fi’l-yevmü’l hamis ışrın min şehr-i Şaban-ı Şerif sene; sitte ve selase mie ve elf
Be Mahrusa-i Kostantaniyye Evkaf-ı Hümayun hazine-i celilesine mahsus Berât-ı ‘alişan olmak içün varakadır. Yalnız yirmi guruştur.20
ÖZET: Padişah Sultan Abdülhamid Han tuğralı Şaban.1306/ Ocak 1889 tarihli beratla; Afyonkarahisar’a bağlı Sandıklı Kazası’nda ünlü şeyhlerden Hacım Sultan Tekkesi’nde türbedar olarak görevli olan Rufai Tarikatı Şeyhlerinden Hacı Ahmed Efendi türbedarlık görevini 27. Recep.1306 / 1889 tarihi itibarıyla büyük oğlu Abdülkadir’e devretmiştir.
NOT: Abdülkadir Efendi hakkında çok kısa bir bilgi verilmiştir. Daha geniş bilgileri, kerametlerini ve diğer belgeleri basıma hazır olan “Belgelerde Sandıklı Velileri ve Büyükleri” isimli 300 sayfalık kitabımızda görebilirsiniz. Sandıklı’nın her yönünü ele alındığı belgesel çalışmalarımız geniş ve detaylı olarak devam etmektedir. Çalışmalar tamamlandığında “Sandıklı Ansiklopedisi” olacaktır..
Bu yazı daha önce 08.12.2011 tarihinde bu sitede yayınlanmıştı. Sitedeki arıza nedeniyle kaybolan yazı tekrar yayınlanmıştır.
KAYNAKLAR:
1. Belgelerde Sandıklı Tekke ve Zaviyeleri-Hüseyin Hüsrevoğlu- 190 sayfa olup baskıdadır.
2.Sandıklı’da Evliyalar ve Büyük Zatlar-Hüseyin Hüsrevoğlu–350 sayfa-Basılacak
3.Afyon Evliyaları- H.Fikri YAZICIOĞLU–1969
4.Afyonkarahisarlı Mutasavvıf ve Din Bilginleri-N.BURSALIOĞLU
5.Gazi M. Asım ÇOŞKUN’ UN Anıları – Ses Kaseti – Basılacak
6.Son Devir Osmanlı Ulemaları 1–4 Cilt-Sadık ALBAYRAK–1980
7.Sandıklı Tarihi Üzerine Bir Araştırma –AKÜ Fen. Ede. Fak. M.A. AKTAŞ- 1998
8.Afyonkarahisar’da Zaviyeler-M. Karazeybek-AKÜ Yayını
9.Afyonkarahisar Folklor, Edebiyat, Tarih Araştırmaları. Dr. İ. Ü. NASRATTINOĞLU
10.Evliyalar Şehri Afyonkarahisar-Abdulhalim Durna-Amasya–2009 Yenigün Mat. Ankara
30.7.2013
Hüseyin HÜSREVOĞLU
Emekli Öğr.-Yerel araştırmacı-Yazar