1942 senesi yapılıp hizmete açıldığında yer yerinde oynadı çünkü berberler kahvesi Sandıklı’ya bambaşka hava getirdi. On sekiz, yirmi yaş arkadaş gurupları burayı değişik bir şekilde değerlendirdiler. O zamanlar Sandıklı’da ilkokullardan başka okul yoktu.
Dışarıda okuyan talebeler berberler kahvesine gelip burayı kendilerine uygun duruma getirip kendi guruplarıyla üç beş masa işgal ederler efendiliklerini bariz bir vaziyette belli eder bizleri de aralarına alır mükellef kahve adabını bizlere aşılarlar. Bize çeşitli oyun öğretirler, hoşça vakit geçirmemizi sağlarlardı.
Bizler briç, bezik, prafa, maça kızı gibi lise ve üniversite talebelerine has oyunları onlarla onayıp öğrenmiştik. Tavla, domino taşlarını oynayan kimileri son zamanda okey oyununu da öğrenip oyun kültürümüzü kumar olmamak şartı ile poker bile oynadık.
Berberler kahvesinin şef garsonu Hasan Hüseyin Esen’di. Kendisine Arapoğlu derdik çünkü ailesi Cezayir’den gelmişlerdi. Kalaba ve iyi bir aile kültürleri vardı. Ocakçıları Tantan Ahmet Ağa ve Çürük Yusuf olarak tanımladığımız bir büyüğümüzdü. Onların çay kahve hünerleri kalburüstü idi. Damak tadını bilenler bunların çayını kahvesini takdir ederek içerlerdi.
Sandıklı’ya daha terkos suyu yapılmadığı için su taşıyıcılar, bakraç ve tenekelerle su getirir ocağın bir köşesinde depo gibi bir yere boşaltırlar oradan kullanırlardı. Su yalnız koca çeşmeden yani Ulu Cami önündeki büyük çeşme Sandıklı’nın en iyi suyu olan çeşmesiydi. Oradan taze olarak getirilen su çok soğuk olurdu. Masadaki müşteriler sanki sözleşmişler gibi su içme yarışına girer. Patron Mehmet Yavuz gözlüğünün altından etrafı tarassut eder ve Hasan Hüseyin’e şu masa çok su içiyor onlara söyle suyu idareli içsinler. Kullanmaya su yetmiyor. Hem para ile geliyor diye çıkışır. Fakat Araboğlu patronunun dediğine katılır gibi görünse de hiçbir masaya patronunun dediğini aksettirmez bildiği gibi hareket ederdi.
Araboğlu, görmüş geçirmiş bir adam olduğu için bazı paramızın olmadığı durumda vaziyeti idare eder arkadaşlarına çaktırmadan hallederdi. Bir ara kapandı başka kahvelere çıkmaya başladık ama oradaki ahengi hiçbir yerde bulamadık. Bizde kendimizi işimize verip kahve saltanatına son verdik. Hatırası acı tatlı hafızalarımızda hoş bir seda kaldı. Elveda o günlere o demlere…
BERBERLERİN KAHVESİ