BASTON’LA MI GELDİ?
Yirik Bekir bir gün çulluk alır. Güzelce kestirir temizletir. Zamanın iyi aşçısına kaplıca eski otelde pişirttirmek için verirler. Aşçı sorar. -Bekir Abi bunu kaç kişi yiyeceksiniz. Yirik Bekir cevap verir.
7/8 der kaç kişilerse.. Aşçı Abi valla bu çulluk size yetmez deyince. Yirik Bekir’in yanındaki arkadaşı da
-Valla doğru Bekir yeter mi bu bize?
–Derken Yirik Bekir
–Lee oğlum darttık işte 18 kilo olan bi çulluk 7/8 kişiye yetmez mi? deyince arkadaşı
–Valla zor der.
Yirik Bekir
–Madem içine pirinç dolduruverin o zaman yeter der işi bağlar.
Akşam olur. Avene toplanır. Masa hazırdır. Yirik Bekir kolları sıvar masaya hakim yere evvela oturur.. Önüne Çulluk/hindi dolması gelmiştir.
Yirik Bekir bakır büyük tepsiye bakar, bakar tepsiyi çevirir, bir daha çevirir. Karşısında duran garsona işaret eder. Garson gelir
-Buyur Bekir Abi
–Lee bunun bacakları butları nerde. Garson
-Bekir Abi ben bilmem.
–Kim bilir.
Garson
-Aşçı, deyince
–Çağır bi gelsin soralım.
Garson gider aşçı Mehmet Abi’yi çağırır. Aşçı Mehmet Abi garsonla Yirik Bekir’gilin yemek masasına gelirler. Yirik Bekir sorar;
-Mehmet çulluğun ayakları butları nerde?
Aşçı yaş olarak büyük olsa da yinede Abi diye hitap eder.
-Abi ayakları varmıydı?
-Lee anasına sattı mı ayakları yok tuta bunlar buraya BASTON’LA MI GELDİ?
Anlatan: Sanayi Esnaflarından Alaaddin ÖZKUM