1868 YILINDA BAŞAĞAÇ DEĞİRMENLERİ SORUŞTURMASI
Eskiden değirmenler ülke ekonomisinde, halk kültüründe çok önemli bir yeri olan yapılardı. Akarsu kenarında kurulu olan su değirmenleri bazı durumlarda mahkemelik olmuştur. Aşağıda size ilk defa sunacağım bir belgede, 145 önce ilçemize bağlı Başağaç Köyü’nde mahkemenin bir ön soruşturması sonucu yazdığı raporu takdim edeceğim.
Belgenin içinde anlatılan olay şu şekilde gelişmiştir. Başağaç Köyü’nde dağdan gelen çayın üzerinde iki taşlı büyük bir su değirmeni vardır. Bu değirmenin hemen kenarına köy halkından Hasan Ağa ve Hüseyin adı iki kardeş bir taşlı küçük bir değirmen yaparlar. Fakat çok yakın olduğu için suyu bölerler. Doğal olarak ilk değirmene gelen suyun debisi düşer, çalışmasında problem olur. Bu nedenle ilk değirmen sahipleri konuyu haklı olarak mahkemeye taşırlar. Soruşturma safhasında Sandıklı Kaymakamlığı’nca bilirkişi heyeti oluşturulur. Bu heyette 14 kişi görev almaktadır. Şu anda bu kişilerin torunları belki hayatta olup, lakapları aynen devam etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde soyadı olmadığı için kişiler görev, aile lakabı ve baba adları ile verilmektedir:
1. Kaza Müftüsü El-Hac Murad Hilmi ibn-i El-Hac Mehmed
2. Meclis-i İdare azasından Muslihiddin Ağa ibn-i Abdullah
3. Meclis-i Deâvi azasından Müftü zade Ahmet Efendi ibn-i İbrahim Efendi
4. Başdeli zade Mehmet Ağa ibn-i El-Hac Mehmet
5.Yemenici zade Ahmet Ağa ibn-i Hasan
6. Kaza-i mezkûr arazi mukayyidi Ömer Efendi ibn-i Mehmet
7. Başağaç Karyesi (Köy) İmamı Hüseyin Efendi ibn-i İsmail
8. Başağaç Köy Muhtarı Hacı Hasan ibn-i İsmail
9. Kılandıras Karyesi ahalisinden Mehmet Ağa ibn-i Ahmet
10. Başağaç Karyesi ahalisinden Çil oğlan oğlu Hüseyin
11.Başağaç Karyesi ahalisinde Süleyman ibn-i Mustafa ve Abdülkadir oğlu Hasan ibn-i El-Hac Mehmet adlı ana bir, baba ayrı iki kardeşler
12. Ekinhisar Karyesi ahalisinden İbiş oğlu Hasan Ağa ibn-i İbrahim
13. Başağaç Karyeli Karabekir oğlu Hüseyin
Başağaç içinden geçen söz konusu çay ve köyün tepeden genel görünüşü (internet sitesinden bana da gönderilmiş olup, söz konusu siteden alınmıştır)
Çok kalabalık olan bu heyet durumu yerinde inceler. Konu ile ilgili tüm tespitleri yaparlar. İnceleme yerinde yapılan konuşmalarda; suyun debisi kış mevsiminde problem olmadığı, fakat diğer mevsimlerde değirmen tam çalışamadığı tespit edilir. Sonradan değirmeni yapan iki kardeş ise; bu değirmen için Afyonkarahisar Müftüsü’nden onaylı ve imzalı fetva aldıklarını ispat ederler. Bu olayla ilgili durum tespitine ait belge elimizde olup, transkripsiyonu şu şekildedir:
Mühür: Kıymeti 100 dan 1000 guruş ’a
Kıymeti: 40 guruş
Mutabık varaka-i sahiha olunmadığı.
Ma’rûz-u daiyeleridir ki;
Husus-u âti el-beyanın mahallinde fasl-u hamsi-çün daiyeleri bizzat ve bil-iltimas Sandıklı Kazasına tabi Başağaç Karyesi civarında menazia fih olan değirmen harkı mahalline varıp, Kaza-i mezkûr Müftüsü fukahatlü El-Hac Murad Hilmi ibn-i El-Hac Mehmed ve Meclis-i İdare azasından Muslihiddin Ağa ibn-i Abdullah ve Meclis-i Deâvi azasından Müftü zade Ahmet Efendi ibn-i İbrahim Efendi ve Başdeli zade Mehmet Ağa ibn-i El-Hac Mehmet ve Yemenici zade Ahmet Ağa ibn-i Hasan ve Kaza-i mezkûr arazi mukayyidi Ömer Efendi ibn-i Mehmet ve mezkûr Başağaç karyesi İmamı Hüseyin Efendi ibn-i İsmail ve Muhtarı Hacı Hasan ibn-i İsmail vesaire mazbut-el-emr kimesne huzurunda akd-i meclis-i şer’i nebevi ettikte kezalik Kaza-i mezkûra kur’asından Kılandıras karyesi ahalisinden Mehmet Ağa ibn-i Ahmet ve selefiz-zikr Başağaç karyesi ahalisinden Çil oğlan oğlu Hüseyin ve li-ebeveyn karındaşı Süleyman ibn-i Mustafa ve Abdülkadir oğlu Hasan ibn-i El-Hac Mehmet meclis-i ma’kûd ve mezkûra yine kaza-i mezkûra tabi Ekinhisar karyesi ahalisinden İbiş oğlu Hasan Ağa ibn-i İbrahim ve marez-zikr Başağaç karyeli Karabekir oğlu Hüseyin muvacehelerinde işbu meclis-i şer’ide müşahede-i muayene olunan Başağaç Değirmenleri demekle meşhur müştereken mülk ve taht-ı tasarrufumuzda olan malum-ul hudut ve müştemilatı iki göz iki bab değirmenimize kadim-ül eyyamdan beri selef-üz-zikir Başağaç karyesi i’lâsında vaki cebel-i gayri memlukeden nübu’ edip Değirmen deresi demekle arif nam mahalde taht-ı tasarrufumuzda olan harıktan cereyan eden su mar-el beyan maliki ve mutasarrıfı olduğumuz değirmenimize cereyan etmekte iken mezburan Hasan Ağa ve Hüseyin üzerinde akd-i meclis-i şer’i âli olunan mahalle müceddiden bir göz bir bab değirmen ihdas etmek ve zikr olunan değirmenlerimiz bendinin i’lâsından diğer bir bend ihdas edip mâ-i cârei merkumu bi-gayr-i hak harık-ı kadiminden ihraç ve i’lây-i cebelde müceddiden inşa ve ihdas eyledikleri harıktan kendi değirmenlerine ve yahut eyyam-ı şitada mai-mezkûrun fazlasından miktar-ı kâfi su ahz-ı ve kendi değirmenlerine icra-yi ba’de bizim mutasarrıf olduğumuz harıka idhal ve icra etmek murâd etmeleriyle sureteyn-i mezkureteyn kadiminden mutasarrıf olduğumuz harıkın ibtalini ve ol vechle bizlere özrü mucib ve değirmenlerimizin devranına sekte irâs edeceğinden ber-vechi rızamız olmağla sual olunup müdahale-i vakıalarının men’i olunması matlubumuzdur deyu mea-da’va eylediklerinde mezburan Hasan Ağa ve Hüseyin dahi cevaplarında; mâ-i care-i mezkûru ber-veche muharrer mecra-i kadiminden ihraç ve müceddiden ihdas eyledikleri harıktan kendi değirmenlerine icra ve yahut suyun fazlasından miktar-ı kâfi su ahz edip kendi değirmenlerine icradan sonra yine müddei-yun mezburun mutasarrıf oldukları harık-ı kadimine idhal murad eylediklerini ve zikr olunan iki göz iki bab değirmen-i kadim olup el-yevm müddei-yun-u mezburun Mehmet Ağa ve Hüseyin ve Süleyman ve Hasan’ın müştereken mülkü ve taht-ı tasarruflarında olduğunu her biri bi-tamamiha tayia ve kat’iya ikrar ve itiraf eylediklerinden sonra mezburun Hasan Ağa ve Hüseyin yine iade-i kelam edip mücerret işbu değirmen mahalli taht-ı tasarrufumuzda olup izin sahibi arz ile harık ve değirmen ihdas edeceğimizde zikr olunan suyu kendi değirmenimize icra ettirdikten sonra yine müddei-yun-u mezburun selef-i beyan değirmenlerine ettiririz deyu ısrar etmiş iseler de müddei-yun-u mezburun yedlerinde olarak ibraz eyledikleri hâlâ Karahisar-ı Sahip Müftüsü fukahatlü Ahmet Efendi’nin imzasıyla mumzat bir kıt’a fetva-i şerif nazar ve kıraat olundukta kadiminden bi-hak Zeyd’in değirmenine cereyan eden suyu Amr ve bi-gayri hak mecra-i kadiminden ihraç ve kendi değirmenine icra eder olursa ol suyu kel-ûlâ değirmenine icraya kadir olur mu El-cevap olur, deyu tasrih olunmağın mucibince bir minval muharrer harık-ı mezkûrun ihdasıyla mâ-i câre-i mezkûrun değirmen-i merkuma icrasına ber mucip fevte-i şerife kadir ve veçhile müdahale edemeyecekleri ve suret-i def’ada tesaddi eyledikleri davaları def’a salih-i cevap şer’i olmağın mezburan Hasan Ağa ve Hüseyin ba’del-tefhim selefiz-zikr ikrarları ve fetva-i şerife mucibince marez-zikr suyun müddei-yun-u mezburun zikr olunan değirmenlerine kemâken cereyanına müdahale ve müma-neat etmemek üzere kabl-i şer’ide mezburan Hasan Ağa ve Hüseyin’e tenbiye olunduğu tescil ve bil-iltimas huzur-u Kaymakamlarına ilam olundu. El-Emrü li men lehül-emr. Fi yevm-is-sabiu min Muharrem-ul-Haram sene-i hamse ve semanine ve mieteyn ve elf. Mühür: Es-Seyyid Ahmet Nesib
(Hicri: 7.Muharrem.1285-Miladi: 30.Nisan.1868-Perşembe)
Elimizde Sandıklı Tarihine ışık tutacak, henüz hiç yayınlanmayan pek çok belge vardır. Bunları yeri geldikçe sizlere takdim edeceğim. Basıma hazır 8 adet kitabım bu tür belgelerle tanzim edilmiştir.
Bu vesile ile içinde bulunduğumuz Mübarek Ramazan ayının tüm İslam âlemine, insanlığa ve bizlere hayırlar getirmesini dua ve niyaz ederim.
10.07.2013
Hüseyin HÜSREVOĞLU
Emekli Öğretmen-Araştırmacı-Yazar