TARİHÇESİ:
Sandıklı İlçesi Ece Mahallesi İstasyon Caddesinde (eski çay kenarı) bulunan ilçemizin ilk yapılan ve kıblesi tam güney olan camisidir. İlk yapıcısı bilinememektedir Aslında “Kabuli Baba Mescidi” adını taşıyan ve halkın “Kubbeli Camii” diye bildiği bu Cami-i Şerif, Afyonkarahisar İli Vakıf Eserleri kütüğünde 218. sırada kayıtlı olup, evsafı şu şekildedir: Ece mahallesi, 35. pafta, 330 ada, 1 parselde 252 m2 bahçeli- kâgir beyanı mevcuttur.
Caminin 1957 yılında görünümü
2012 yılında görünümü
İlk cami yapıları ilçemizde genellikle hep dört direk üzerinedir. İlk zamanlarda çok küçük, 4 ağaç direkli, toprak örtülü, hafif minyatür-piramit şekilde ahşap kubbesi varken, güney yönündeki Eski (Mehmet Bingöl) lakaplı kişinin bahçesini bağışlaması ile camii bugünkü büyüklüğüne ulaşmıştır Fatih Sultan Mehmed Han zamanında bu caminin imamı Hızır Fakih olduğu belgelerde vardır. Tarih içinde aynı isimde bu camide görev yapmış başka bir zat daha vardır. 1575 yılı Evkaf Defterinde 1580 akçelik geliri olan bir vakfiyesi olduğu kayıtlıdır. O dönemde, çevrede en fazla gelir bu camiye aittir. Ayrıca caminin iki dükkân, iki debbağ hane (deri işleme atölyesi), bir su değirmeni, hisseli arazileri vardı. Tarih içinde değişik nedenlerle bu yerler şahısların eline geçmiştir. Eski caminin yapısından çıkan mermer sütunlar ve diğer eski döneme ait taşlar yıllarca cami önünde dururken, ilgisizlikten kayboldu. Şimdiki durumu Osman Usta isimli kişi tarafından 1957 yılında kesme taştan tamamlanan bu camiye 1962 de minare,1968 yılında sol tarafına ek bina ile Kız Kur’an Kursu yapılmıştır. Bu hale gelmesi için mahalle sakini Merhum Zeynep Özçakmak tüm malını, tarlasını, eşyalarını satarak ve halkın yardımı ile yapımını gerçekleştirmiştir. Adı teberruken kubbenin sol yanına yazılmıştır. Yine Camide pek çok emeği geçen ve hat yazılarını Ahmet Edibali ismi de kubbenin sağ yanında yazılıdır. Her şeyi ile mahalle halkı tarafından minaresi ve binası tamamen kesme taştan yapılan bu camii, elimdeki 1530 yılına ait Osmanlıca Muhasebe-i Anadolu Defteri’nde mescitler içinde geçip, çevresinde adı ile anılan bir mahalle fırını olduğu belirtilmektedir. Bu caminin 50 metre ilerisindeki mahalle fırını yanında bulunan Rufai Tekkesi, Osmanlı dönemlerinde camide görev yapan Çakırlaz isimli Hoca Efendinin ünü, Tekkede bulunan Ahi Bâyezid isimli yatırın varlığı Kubbeli Cami’ye özel bir hüviyet kazandırmıştır.
Kubbe yazılarında Hattat Ahmet Edibali ve Zeynep Hatunzineti isimleri
Kubbeli Camii adını nereden geldiği ve tarihçesi ise; 1071 tarihinde Selçukluların Anadolu’ya seferleri ile başlamıştır. Selçuklular önce Horasan erlerini ve erenlerini gönderirler, fetih için zemin hazırlanmasını sağlarlar. İlçemiz batısındaki Düzbel ’de yapılan Miryekefelon Savaşı (1176) sırasında Sandıklı ve çevresi Bizans egemenliği altında idi. Selçuklular Sandıklı’yı fethetmek için Kara Halil Bey komutasındaki askerlerle kuşatma yaparlar. Bu kuşatma içinde erenlerden Kabuli Baba şehit olur. Burası kabir şeklinde örtülür, hemen yanına küçük bir mescit yapılır. İlk Cuma Namazı bu camide kılınmış ve ilk hutbe yine bu cami de okunmuştur. Bu yatır halk tarafından, bu yatır halk tarafından, her istediğimiz oluyor diye, öyle hürmet gösterilir ki adak için mumlar, bez bağlama o kadar artar ki sonunda bu yatırın (kabrin) duvar içine alınması düşünülür. Elimde bulunan H.1305 tarihli belgede ise sokağın adının Halil Paşa Sokağı olarak geçtiği, Selçuklu komutanın adının yaşatıldığı görülmektedir
2004 yılında cami derneği tarafından kıble düzeltmesi için küçük onarımlar yapılmıştır. Kapı üstünde şu ifadeler vardır:
Nazar eyledi Hüdâsı, halkın yardımı ile
Yapıldı binası, sebep olanların kabul oldu duası
5.3.1957
Minare kapısında şu cümleler yazılıdır:
Şerefesinden yükseliyor Allahü Ekber sedası.
Allahü Ekber diyen kulu mahrum eder mi Hüdâsı.
1.8.1962
Kabuli Baba Mescidi adı halk tarafından söylene söylene, şive ve lehçe değişimleri sonunda “Kubbeli Camii” olarak anıla gelmiştir. Aslında camii, ilk yapısı toprak örtülü dam iken sonra yapısında ahşap minik piramit içinde küçük kubbe örtüsü vardır. Halk arasında camiye “Zeynep Camisi” de denilir.
Bu camiye ait pek çok vakfiye arazi ve derici dükkânları vardır. Daha geniş tüm bilgi ve belgeler basıma hazır olan “Belgelerde Sandıklı’da Mescit ve Cami Vakıfları” isimli kitabımızda mevcuttur. Camiye vakfiye kaydı, Zeynep Hatunzineti ve tarihçe panoları tarafımızdan asılmıştır.
NOT: Bu yazı daha önce15.Eylül.2009 tarihinde bu sitede yayınlanmıştı. Sitede yaşanan arıza
nedeniyle kaybolan bu yazı tekrar yayımlanmıştır.
30.07.2013
Hüseyin HÜSREVOĞLU
Emekli Öğr. Araştırmacı-Yazar