1820 ile 1925 seneleri arasında gene İlhami sokakta dört ev üzerinde bir mahal, şimdi Abdullah Güler evi yanı PTT. Şükrü Gümüş’e ait ev Sakallıoğlu evi arasında şimdi kime ait bilmiyorum evlerin tümü İran konsolosluk külliyatıdır.
Cezayir Camisinin sol tarafına rastlayan sokakta, iki ahşap bina İran kültürünü temsil eden, bir değişik yapı şeklindedir. Evler ikişer katlı ama tavanları çok yüksek olarak yapılmıştır. Lojman olarak kullanılmıştır.Esas konsolosluk binası olan, Abdullah Güler’in aldığı, yıkılıp yapılmazdan evvelki evin biçimi, avlu girişi değişik bir biçimde idi. Bizim yerli evlere hiç benzemiyordu.
Acem vatandaşları bu kesimde otururlarken İstiklâl Harbi patlak vermiş. Acemlerin çoğu İran’a dönemedikleri için Türk vatandaşlığına geçip burada çeşitli mahallelerde ikamet etmişlerdir. Şahbender Sefir Bey tipik bir adamdı. Son zamanlarında babamla iyi konuşurlar muhabbetleri vardı. Çevresindeki arkadaşları onu içki ve kumara alıştırıp elinde avucunda ne varsa yülemişler. Sonunda oturduğu evi satmaya, kötülüklerden kurtulmaya karar vermiş ve yapmışta. Evini satılığa çıkardığında elinden çarpmaya çalışmışlar ama muvaffak olamamışlardır.
Evini sarı Ahmet oğlu Abdullah Güler’e iki bin beş yüz liraya satmış. Bunu duyan gökdeşleri haber gönderip biz üç bin verelim diye döndürmek istemişler. Onlara tokat gibi cevabı vermiş. Beni her belaya soktunuz daha utanıp arlanmadınız mı diye tepkisini gösterip sözünden dönmemiş.
Yunan işgalinde evinin önüne İran bayrağı astığı için Yunan askerlerinin o sokağa giremediğini söylerler. İstiklal harbinden sonra sefarete ait hiçbir şey kalmadığından son zamanlarını yokluk içinde geçirmiştir. İyi bir adamdı.
1936 senesi yeni kabir yapılıyorken her gün gider yapılanları seyredermiş. Yeni kabire ilk gömülen de onun mevtası oldu. Allah rahmet eylesin.